14. EĞİTSEL DEĞERLENDİRME, TANILAMA SÜRECİ VE EĞİTİM ORTAMINA YERLEŞTİRME ( 1 video )
EĞİTSEL DEĞERLENDİRME, TANILAMA SÜRECİ VE EĞİTİM ORTAMINA YERLEŞTİRME
(Hazırlayan: Elçin YETKİN)
* Gönderme öncesi
süreçte öğretmenin yaptığı
düzenlemelere rağmen öğrencide beklenen düzeyde bir ilerleme görülmüyorsa ayrıntılı değerlendirme için gönderme süreci başlatılır.
* Gönderme
kararı sadece sınıf öğretmeninin vereceği bir karar olmayıp rehber öğretmen ve ailenin de bu karara
onay vermiş olması gerekmektedir.
* Okul rehberlik servisi ve ailenin
onayıyla birlikte öğrenci
ayrıntılı değerlendirme için hastanelere ve RAM’a yönlendirilir.
* Bu yönlendirme sürecinde öğretmen, gönderme
öncesi süreçte öğrenci
özelinde uyguladığı müdahale
programının içeriği
ve sonuçları hakkında bir gönderme raporu
hazırlar.
* Gönderme raporu hazırlanmasındaki en temel amaç, ayrıntılı değerlendirmede öğrenciyi değerlendirecek uzmanlara öğrenci hakkında daha fazla bilgi sağlamak ve daha doğru kararlar vermelerine yardımcı olmaktır.
Bu kapsamda
gönderme raporunda;
- Öğrencinin güçlük yaşadığı gelişim alanlarına ve bu alanlarda sergilediği performansa,
- Öğrencinin güçlük yaşadığı alanların nerede, ne zaman ve hangi etkinlikler sırasında ortaya çıktığına,
- Öğrencinin güçlük yaşadığı alanlara ilişkin yapılan uyarlamalara, uygulanan müdahalelere ve stratejilere,
- Müdahale programının oluşturulması, uygulanması ve izlenmesinde sorumlu olan kişilere
- Başarılı ve başarısız olan müdahalelere ilişkin açıklamalara yer verilmelidir (Kargın, 2019; Kargın ve Gengeç,2021).
* Güçlük yaşanılan
gelişim alanlarına ve bu alanlarda
sergilenen performansa ilişkin hem okul öncesi hem de ilkokul döneminde olan iki öğrenci
üzerinden örnek verebiliriz.
* Okul öncesi
dönemde bir çocuk bilişsel, motor, dil, sosyal-duygusal ve öz bakım gelişim alanlarında değerlendirilebilir.
Örneğin bir okul öncesi öğretmeninin sınıfındaki bir çocuğun
bazı gelişim alanlarına ilişkin endişeler duyduğunu ve bu çocuğun
performansını değerlendirip ortaya
koyduğunu düşünelim.
* Öğretmeninin gözlemine göre bu çocuk motor ve öz bakım becerilerinde akranlarıyla benzer düzeyde bir performans sergilemektedir.
* Öğretmen bu çocukla
ilgili özellikle bilişsel, sosyal duygusal ve dil gelişimi alanlarına
ilişkin endişeler duymaktadır.
Bu çocuk: Bilişsel gelişim alanında;
* Çevresinde aynı olan nesneleri
eşleyebilmekte ya da belirli bir nesne grubu içerisinde farklı olanı bulabilmektedir.
* Nesnelerin rengini, şeklini ifade etmekte ancak kavramlar arasında ilişkileri kurmakta güçlük yaşamakta ve neden-sonuç ilişkisi kuramamaktadır.
* Gördüklerini ya da yaşadıklarını hatırlamakta güçlük yaşamakta ve bunları anlatamamaktadır. Sosyal duygusal gelişim alanında;
* Kendiliğinden sohbet başlatamamakta ancak başlatılan sohbeti kısa cümlelerle
yanıtlayabilmektedir. Basit sorulara kısa cevaplar verebilmekte ancak duygularını ifade edememektedir.
* Tek başına sınırlı oyuncaklarla kısa süreli de olsa oynayabilir ancak grup oyunlarına katılmamaktadır.
Dil gelişimi
alanında;
* Sorulan sorulara bir ya da iki kelime ile yanıt vermektedir.
* Kendiliğinden soru sorma ya da günlük deneyimlerini paylaşma
sıklığı oldukça azdır.
* Şimdi de bir sınıf öğretmeninin sınıfındaki bir öğrencisinin bazı gelişim alanlarına ilişkin endişeler duyduğunu ve bu öğrencinin performansını değerlendirip ortaya koyduğunu düşünelim.
* Öğretmenin gözlem ve değerlendirmelerine göre bu çocuk, sosyal duygusal yönden akranlarıyla ve yetişkinlerle olumlu ilişkiler geliştirip bunu sürdürebilmektedir.
* Arkadaşlık becerileri iyidir. 3. sınıfa devam eden bu çocukla ilgili olarak öğretmeni özellikle okuma-yazma ve matematik alanlarında endişeler duymaktadır.
Okuma-yazma alanında;
* Okuma hızı sınıf düzeyinin altında olup 1. sınıf düzeyindedir.
* Öğrenci heceleyerek okumakta ve okurken
birçok hece tekrarlama ya da harfi yanlış okuma gibi hatalar
yapmaktadır.
* Yazma kısmında
da bakarak yazabilmekte ancak söylenileni yazmakta
güçlük yaşamaktadır. Yazının
okunurluğu çok düşük olup harflerin büyüklüğüne dikkat etmeden
yazmaktadır.
Matematik alanında;
* İkinci sınıf düzeyinde matematik
performans sergilemektedir.
* 2 basamaklı sayılarla eldesiz toplama
işlemi ve onluk
bozmadan çıkarma işlemlerini yapabilirken üç basamaklı sayılarla işlemler yaparken
basamak hataları yapmaktadır.
* Matematik problemlerini anlamakta güçlük yaşamakta
ve çözememektedir.
* Öğrencilerin güçlük yaşadığı alanların
nerede, ne zaman ve hangi etkinlikler sırasında
çıktığına bakacak olursak;
* Okul öncesi
dönem çocuğunun bilişsel, sosyal duygusal ve dil gelişim
alanında yaşadığı güçlükler eğitim süresi boyunca
hemen hemen her etkinlikte gözlenebilir.
* Serbest zamanda,
oyun etkinliklerinde, Türkçe dil etkinlikleri sırasında ve masa başı yapılan
etkinlikler sırasında gözlemlenmiştir.
* 3. sınıfa
devam eden öğrencinin yaşadığı güçlükler ise Türkçe ve matematik derslerinde gözlemlenmiştir.
* Öğrencinin defterleri, yaptığı ödevleri ve verilen çalışma
kâğıtları incelenerek bu alanda güçlük yaşadığı görülmüştür.
* Öğrencilerin güçlük yaşadığı alanlara ilişkin yapılan uyarlamalar, uygulanan müdahaleler ve stratejilere bakacak olursak;
* Okul
öncesi dönem çocuğunun tüm gelişim
alanlarını desteklemek amacıyla
öğretmen akran aracılı öğrenmeyi kullanmayı seçmiş
olabilir.
* Daha yetkin bir akranla
öğrenciyi eşleştirebilir ve akranın öğrenciye
model olmasını sağlayabilir.
* Sınıf ortamında görseller kullanarak hatırlama becerilerini destekleyebilir.
* Dil gelişimini desteklemek için genişletme
tekniğini kullanabilir.
* Çocuğun söylediği
bir ya da iki kelimeyi
çocuğun dil düzeyine
uygun bir kelime ile zenginleştirebilir.
* Sosyal duygusal
gelişimi için rutinler
oluşturarak tüm çocukların duygularını ifade etmesini
destekleyebilir.
* Grup çalışmalarına olanak veren çevresel
düzenlemeler yapabilir.
* 3.sınıfa devam eden öğrenci için öğretmen,
okuma hızını artırmaya
yönelik model okuma yapabilir, grafiksel
dönüt verebilir.
* Okuma metinlerini 2. sınıf düzeyinden seçebilir.
* Okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeye dönük öykü haritası
kullanabilir.
* Matematik alanında
öğrenciye daha fazla sayıda örnekle
yüksek sesle düşünerek
işlemleri çözebilir.
* Problem çözme becerilerini geliştirmek için problemi kendi cümleleriyle ifade etme, görselleştirme gibi teknikler kullanabilir.
* Müdahale programının oluşturulması, uygulanması ve izlenmesinde sorumlu
olan kişilere bakacak
olursak;
* Müdahalenin oluşturulma süreci iki öğrencide
de öğretmen tarafından
oluşturulmuştur.
* Uygulanması ve izlenmesi sürecinde
daha yetkin akranlardan ve ebeveynlerden de destek alınabilir.
* Bu kişiler raporda belirtilir.
* Başarılı ve başarısız olan müdahalelere ilişkin yapılacak açıklamalara örnek verecek
olursak;
* Okul öncesi dönem çocuğu için akran aracılı öğrenme
ve genişletme tekniği sosyal duygusal
gelişim ve dil gelişiminde etkili olmuştur.
* Çocuk artık grup oyunlarına katılmakta, kendini daha uzun cümlelerle ifade edebilmektedir.
* Bilişsel gelişim
alanında yaşadığı sorunlar
ise devam etmektedir.
* 3. sınıfa devam eden öğrenci için model okuma ve grafiksel
dönüt tekniğinin etkili olduğu görülmüştür.
* Öğrencinin okuma hızı kendi sınıf düzeyine
ulaşmıştır.
* Okuduğunu anlamada
yaşadığı sorunlar devam etmekte olup öğrenci öykü haritasını kullanamamıştır.
* Matematik alanında
daha fazla sayıda örnekle yüksek sesle düşünerek
model olma öğrencinin hem matematik işlemlerindeki hem de problemlerindeki doğru sayısını arttırmıştır.
* Tanılama süreci ilk olarak tıbbi tanı ile başlar.
* Öğrencinin öğrenme sürecindeki
geriliğinin herhangi bir yetersizlikle ilgili olup olmadığını değerlendirmek
adına sağlık kuruluşlarında doktorlar tarafından tıbbi tanılama yapılır.
* Tıbbi tanı alındıktan
sonra öğrencinin özel eğitim hizmetlerinden yararlanıp yararlanmayacağına, yararlanacaksa ne tür eğitsel ihtiyaçları olduğuna karar vermek amacıyla
RAM’larda bulunan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından eğitsel
değerlendirme ve tanılama
yapılır.
* Özel eğitim değerlendirme kurulu
RAM müdürü ya da görevlendirdiği bir müdür yardımcısı, RAM özel eğitim hizmetleri
bölüm başkanı, rehber öğretmen, özel eğitim öğretmeni, varsa bir çocuk
gelişimci ve öğrencinin ailesi gibi üyelerden oluşmaktadır.
* Bu kurula ihtiyaç olması durumunda fizyoterapist, odyolog, psikolog, dil konuşma terapisti gibi uzmanlar ya da öğrenci çıraklık ve yaygın eğitime gidecekse kurum temsilcisi dâhil edilebilir (MEB, 2021). Bu süreçte öğrencinin tıbbi tanısına ilişkin veriler, ebeveyn ve öğretmen görüşlerine dayalı eğitim ve sağlık ile ilgili öz geçmişi göz önünde bulundurularak kapsamlı bir değerlendirme yapılır.
* Çeşitli standart araçların kullanıldığı bu değerlendirme süreci sonunda
öğrencinin desteğe ihtiyaç duyduğu alanlar ortaya konur ve özel eğitim
hizmetleri için uygun
olup olmadığına karar verilir.
* Öğrencinin özel eğitim hizmetlerine uygunluğuna karar verirken
bazı ölçütler göz önünde bulundurulur.
Bunlar;
- Öğrencinin tıbbi tanılama sonrasında mutlaka bir yetersizlik tanısı almış olması,
- Aldığı yetersizlik tanısının eğitsel performansını olumsuz yönde etkilemesi ve
- Eğitsel ihtiyaçlarını karşılamada özel program ya da hizmetlere ihtiyaç duymasıdır.
* Bu üç ölçütü sağlayan öğrencilerin özel eğitim hizmetleri için uygun
olduğuna karar verilir (Gürsel ve Vuran, 2013;
Kargın, 2007; Kargın ve Gengeç, 2021).
* Örneğin bir öğrenci hastaneden işitme
yetersizliği tanısı almış olabilir. Ancak bu yetersizlik durumu öğrencinin eğitsel
performansını olumsuz yönde etkilemeyebilir.
* Öğrenci işitme cihazı kullandığında, bazı teknolojik desteklerden
yararlandığında ya da sınıfta öğretmene yakın
oturduğunda
eğitsel performansı akranlarıyla benzer düzeyde ilerliyorsa bu öğrenci özel eğitim hizmetleri için uygun bulunmaz.
* Eğitsel değerlendirme ve tanılama
süreci sonrasında özel eğitim hizmetlerine uygun olduğuna karar verilen öğrenciler için özel eğitim
değerlendirme kurulu raporu
düzenlenir.
* Bu öğrenciler gereksinimleri doğrultusunda uygun eğitim ortamlarına ve
özel eğitim hizmetlerine yönlendirilir ve yerleştirme süreci başlatılır (Kargın,
2007; MEB, 2021; Özyürek, 2015).
* Ülkemizde özel eğitim
hizmetlerine uygun olduğuna karar verilen öğrenciler için iki farklı
yerleştirme kararı verilebilir.
* Bunlardan biri öğrencinin
kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla genel eğitim sınıfında eğitim almasıyken
diğeri, öğrencinin kendisiyle benzer yetersizliğe sahip öğrencilerin
devam ettiği özel eğitim okulunda ya da sınıfında eğitim almasıdır.
* Her iki yerleştirme kararı
sonrasında da öğrenci için bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP)
hazırlanması gerekmektedir (Gürsel ve Vuran,
2013; Kargın, 2007; Kargın ve Gengeç,
2021).
Yorumlar
Yorum Gönder