1-2. DEĞİŞEN EĞİTİM ANLAYIŞI - REHBERLİĞİN TARİHİ, İLKELERİ VE İŞLEVLERİ ( 2 video )

 

ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK

DEĞİŞEN EĞİTİM ANLAYIŞI  (Hazırlayan: Ömür Özlük)

Dersin Hedefi



Rehberlik dersi öğretmenlerin rehberlik ile ilgili bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olmak ve rehberlikle ilgili olarak ne yapmaları gerektiği konusunda onları bilgi ve bilinç sahibi yapmak için düzenlenmiştir.

Okullarımızda öğretim ve yönetim hizmetlerinin yanı sıra rehberlik ve psikolojik danışma (RPD) hizmetleri öğretmenler tarafından amaç ve isleyiş bakımından iyi bilinmesi gereken bir hizmet grubudur.

Bu derste öncelikle rehberliğin tanımı, tarihi ve genel özellikleri ele alınmaktadır.

 Böylelikle öğretmenlerin uygun bir rehberlik anlayışına sahip olmaları hedeflenmektedir.

Ülkemizdeki rehberlik uygulamalarının bakanlık merkez örgütündeki yapılanmadan, okul düzeyindeki yapılanmaya kadar örgütlenmenin incelenmesinin ardından rehberlik hizmetlerinde uyulması gereken etik kurallar dersin son bölümünü oluşturmaktadır.

DEĞİŞEN EĞİTİM ANLAYIŞI

Tarihte yaygın olan eğitim anlayışı

 Eğitim ve onun görünen yüzü okullar, yazının bulunması ile önemli kurumlar hâline gelmişlerdir.

Yazı da Sümerler (M.Ö. 3500 M.Ö. 2000) tarafından bulunduğu için okulu da Sümerlerden başlatmak mümkündür.

 Fakat Sümerlerdeki eğitim bugünkü eğitimden biraz farklıdır.

 Konunun öğretimi esastır ancak biraz da fiziksel cezaya başvuruluyordu ve ezbere dayalı bir anlayışla eğitim verilmekte idi.

 Sümerlerde başlayan eğitim anlayışı günümüze kadar evrilerek gelmiştir.

 Artık okul için özel yerler yapılmakta ve herkese eğitim verilmesi öngörülmektedir.

 Bu kapsamda Konu Merkezli

 Eğitim (KME) anlayışını görüyoruz.

 Eğitim kurumu kavramı ortaya çıktığı andan itibaren, eğitim hep öğretim ağırlıklı olmuştur.

 Bunun anlamı şudur:

  • Eğitimi verilecek bir konu, eğitimi veren bir öğretmen ve eğitimi alan bir öğrenci vardır.
  • Burada öğrencilerinin özelliklerinin yeterliklerinin bir önemi yoktur, önemli olan o kitabın ya da malzemenin öğrenilmesidir ve eğitim uzun yıllar konu merkezli olarak devam etmiştir.

Eğitim Kurumunun Ortaya Çıkışı

 Rehberlik ve Psikolojik Danışma (RPD) hizmetlerinin günümüzdeki gibi eğitim sistemi içinde yer alması eğitim

kurumunun ortaya çıktığı zamandan beri süregelen bir durum değildir.

 Bu süreç eğitim kurumunun ortaya çıkması, konu merkezli eğitim anlayışına yapılan eleştiriler, düşünürlerin ve toplumun konu merkezli eğitime yönelik eleştirileri ve toplumsal, sosyal ve bilimsel gelişmeleri değişimleri içine alır.

 Bireyde meydana gelen davranış değişikliklerinin bir bölümü rastlantılarla ve kendiliğinden gerçekleşir.

 Bir kısmı ise yetişkinler tarafından planlı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilir.

 Bireyde toplumca istenen davranışları geliştirme sürecine Eğitim adı verilmektedir.

 Eğitim önemli ölçüde okulda yapılmaktadır.

 Okul, insanların birlikte ya da birbirinden öğrenmek için bir araya geldiği insan topluluğudur.

 Hayatta öğrendiğimiz şeylerin çoğunu diğer insanlardan ve onlarla öğreniriz.

 Öğrenme bireysel bir süreç olduğu kadar sosyal bir süreçtir.

Konu Merkezli Eğitim

 Her ne kadar eğitim, öğretimi aşan anlamlara sahip ise de tarihteki anlamı öğretime yakın olmuş ve bu yüzden sık sık eğitim ile öğretimin karşılaştırması yapılmış ve hangisinin daha tercih edilir olduğu tartışılmıştır.


 Süregelen bu tartışmalarla birlikte eğitim sistemlerine getirilen öncelikli eleştiri de onun öğretime ağırlık verdiği ve eğitimi ihmal ettiği yönünde olmuştur.


Jean Jacques Rousseau

 Aydınlanma Çağı düşünürü olan Jean Jacques Rousseau (1712-1778) “Eğitim Üzerine" adlı eserinde bir çocuğun doğumdan ergenliğe yaşam öyküsünü anlatırken aynı zamanda kendi ideal, doğacı (natüralist) eğitim anlayışını dile getirmiştir.


 Rousseau, çocuğun fizyolojik ve psikolojik tabiatının tanınarak eğitimin ona uygun biçimde düzenlenmesi gerektiğini savunmuştur ve konu merkezli eğitim anlayışı yerine öğrenci merkezli bir eğitim anlayışının kullanılması gerektiğini öne sürmüştür.

 "Öğretmenler, önce çocuğu tanımakla işe başlayın!'' diyerek eğitim anlayışındaki devrimi dile getirmiştir.

Hümanizm

 İnsanın merkeze alındığı bir dünya anlayışı olarak tanımlanabilecek olan hümanizm, eğitimi etkileyen diğer bir düşünce akımıdır.


 Hümanist yaklaşımın eğitime katkıları olarak herkese eğitim anlayışı, eğitimin yaygınlaştırılması, eğitimde fırsat eşitliği, eğitimde evrensel değerlerin öğretilmesi sayılabilir.


Günümüz Eğitim Anlayışı

 Günümüzdeki eğitim anlayışı, hümanizmanın sunduğu anlayıştaki ilkeleri içselleştirmiştir.

Çünkü anayasalarda artık eğitim bir temel hak olarak kabul edilmektedir ve hiçbir çocuğun geride bırakılmaması gerektiği anlayışı vurgulanmaktadır.

 Bu eğitim anlayışı en önemli dönüm noktalarından biridir.

Ayrıca günümüzde eğitim uygulamaları öğrenciye daha çok yer vermeye çalıştığını öne sürerek puan toplamaya çalışmaktadırlar.

Eğitimde artık bireysel farklılıklara saygının çok önemli olduğu fikrini aşarak artık sadece saygı değil, bireysel farklılıkların geliştirilmesi ve dikkate alınması gerektiğine dair anlayışlar gelişmeye başlamıştır.

 Eğitim sürecindeki bu gelişmeler okul örgütünü de etkilemiştir.

 Bu anlamda bir kurum olarak okul, çeşitli görevleri yapan kişileri barındırıyor.

 Öğretmenler, yöneticiler ve diğer hizmetleri sunan kişiler bulunmaktadır.


 Bu kapsamda baktığımızda okul örgütünde öğretim hizmetini yapan bireyleri görüyoruz;

 

 

 

 

 

 

 

 Bunlar önemli ölçüde; okuldaki birinci grup öğretim kadrosu öğretmenlerdir.

 Bu gruptaki personel öğrencilere bilgi, tutum ve anlayış oluşturmakla yükümlüdür.

 Öğretmenlerin eğitimi de tarihsel süreç içersinde gelişmiştir.

 Bugün lisans ve yüksek lisans mezunları öğretmenlik yapabilmektedir.

 Bu kapsamda, usta öğretici vb. de öğretim kadrosunda yer alır.

İkinci değişken yönetim hizmetleridir ve yönetim hizmetleri okuldaki öğretim ve öğrenci kişilik hizmetlerini yapan kişilerin işlerini kolaylaştırmakla yükümlüdürler.


 Okul yöneticileri, memurlar ve aynı zamanda denetçiler de bu gruptadır.

 Okul örgütündeki diğer yapı öğrenci kişilik hizmetleridir.

 Öğretim ve yönetim hizmetlerinin dışında kalan, öğrenciye dönük olarak düzenlenen tüm hizmetlere denir.

 Aslında kişisel hizmetleri kasteder ancak Türkçe literatüre bu şekilde geçmiştir.

 Öğrencilerin öğretmenler tarafından ele alınamayan ve genellikle ikinci sıraya atılan ihtiyaçları vardır.

Örnek:

 KME’yi düşünürsek öğrencinin sosyal duygusal gelişiminin ya da kariyer gelişiminin bir önemi yoktur.

 Çünkü konunun öğretilmesi esastır.

Ancak günümüzde eğitimden beklentiler arttığı için, öğrencilerin sosyo-duygusal, akademik ve kariyer anlamında gelişmelerinin önemini vurgulamakta ve iyi oluş düzeyleri yüksek bireyler olmalarını istemektedir.

 Yani sadece konuları bilen değil daha kapsamlı bir insan yetiştirmek karşımıza çıkıyor.

Konu merkezli eğitim anlayışının hâkim olduğu dönemlerde önemli görülmeyen bu ihtiyaçlar öğrenci merkezli eğitim anlayışının genel kabulü ile birlikte önemli görülmeye başlanmıştır.

İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, denebilir ki şimdiye kadar görülen en hızlı değişimlerin ortaya çıktığı zamandır.

 Bunun bir uzantısı olarak da davranışlarla ilgili sıkıntılarla sıklıkla karşılaşılmaktadır.

 Eski yollar yeni nesillerde işe yaramamaktadır.

Başlı başına internet ve ona bağlı olan sosyal medya kullanma sorunu bile şimdiye kadar geçmiş nesillerin hiçbirinin karşı karşıya kaldığı bir sorun değildir.

 Tarih boyunca hiçbir nesil bu kadar hızlı ve çekici bir olguyla karşı karşıya kalmamıştır.

 Dünyada daha önce hiç deneyimlenmemiş şeyler yaşanıyor.

 Aileler, çocuklar, işler ve bütün dünya değişiyor.

Rehberlik ve Eğitim

 Eğitim rastgele oluşan bir faaliyet değildir.

 Eğitsel faaliyetlerin belli bir amacı vardır ve bu bağlamda planlı bir olgudur.

Okulda farklı görevleri yerine getiren insanlar vardır ve okul ancak bu kişilerin tümünün görevlerini yaptıkları zaman işlevini yerine getirebilir.

 Psikolojik danışma ve rehberlik ile eğitim arasındaki ilişki, eğitim sürecini oluşturan üç boyut bakımından daha belirgin olarak ortaya konabilir.

 Eğitim sürecinde üç ana alan, sürecin bütünlüğünü oluşturmaktadır.


 Bunlar, (1) öğretim, (2) yönetim ve (3) öğrenci kişilik hizmetleri alanı olarak sıralanmaktadır.

 

Öğretim

 Öğretim, okul örgütünün en geniş boyutudur.

 Akademik öğrenme ile ilgili tüm bilgi ve becerilerin kazandırılması bu alan içine girer.

 Öğretim alanının en sorumlu personeli öğretmendir.

 Eğitimin amaçlarının gerçekleştirilmesinde bu kişilerin önemli bir yeri vardır.

Bu nedenle, diğer kişileri bu kişilerin görevlerini daha kolay ve doğru yapmaları için çalışan kişiler olarak görmek mümkündür.



Yönetim

Yönetim alanı, eğitim surecinin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi ve öğrenci kişilik hizmetlerinin sunulması için gerekli olan liderliğin alınması, yetki ve sorumlulukların kullanılması ile ilgilidir.

Yönetim, bir araya gelen kişilerin yönlendirilmeleri, görevlerini birliği içinde yerine getirmeleri ve kaynakların akıllı kullanımını sağlamayı hedefler.

Öğrenci Kişilik Hizmetleri

 Öğretmenler büyük ölçüde öğrencilere öngörülen bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışmaktadırlar.

 Bu bilgi ve becerilerin genellikle öğrencilerin gelişimlerini sağlamaya yönelik olduğu düşünülür.

 Ancak öğrencilerin öğretmenler tarafından ele alınmayan veya genellikle ikinci sıraya itilen ihtiyaçları vardır.

Öğrenci Kişilik Hizmetleri (ÖKH) eğitim sürecinde öğretim ve yönetim hizmetlerinin dışında kalan ve öğrencinin kişilik gelişim ihtiyaçlarını karşılamaya dönük tüm yardım hizmetleridir.

 Bu hizmetler

1.       Sağlık Hizmetleri;

2.       Sosyal Yardım Hizmetleri;

3.       Haberlik Ve Psikolojik Danışma Hizmetleri;

4.       Özel Eğitim Ve Özel Yetiştirme Hizmetleri

5.       Sosyal-Kültürel Hizmetlerdir.

Sosyal Yardım Hizmetleri:

Yani öğrencilere ekonomik yardımlardan yararlanma, barınma (yurt, pansiyon), kredi, burs, yiyecek, giyecek, ulaşım vb. gibi ihtiyaçları temin etmek bu kapsamdadır.

 Öğrenciler bu tip hizmetleri de talep ediyorlar.

Özel Eğitim ve Özel Yetiştirme Hizmetleri:

Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere özel yetiştirilmiş personel ile uygun ortamlarda sürdürülen hizmetlerdir.

 Özel yetiştirme hizmetleri ise öğrencilerin özelliklerini dikkate alarak alandaki eksik ve yetersizlikleri gidermeye yöneliktir.

Sosyal-kültürel Hizmetler:

 Genellikle öğrencilere kendilerini sınayabilecekleri ortamlar sunarlar.

 Eğitsel kollar öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri şeyleri göstermektedir.

 Bu sebeple, rehberlik hizmetlerinin bir parçası hâline gelirler.

Serbest zaman eğitimi verme, serbest zamanlarını değerlendirme olanakları sunma, ilgilere göre çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler planlama, bu kapsamda düşünülen hizmetlerdir.

 Bu bölümde şu şekle göz atabiliriz:


Öğrenci Kişilik Hizmetleri (ÖKH)






Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri:

Rehberlik, bireye kendini anlaması, çevredeki olanakları tanıması ve doğru kararlar vererek özünü gerçekleştirebilmesi için yapılan sistematik ve profesyonel bir yardım sürecidir.

 Okul rehberlik ve psikolojik danışma programı ve sınıf rehberlik programı, okuldaki rehberlik hizmetlerinin neler olduğunun yazılı belgeleridir.

Örnek:

Sınıf rehberlik programı, öğrencilerin akademik, sosyal duygusal ve kariyer gelişimlerinin sağlayacak şekilde yapılandırılmıştır.

Rehberliğin Eğitim İçindeki Yeri

Öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı ile öğrencinin kişilik hizmetlerinin de eğitimde verilmesi gereken bir hizmet olduğu kabul edilmiştir.

 Rehberlik hizmetleri, öğretmenin eğitim-öğretim çalışmalarını çeşitli yönlerden destekleyerek, kolaylaştırarak ve daha etkili hale getirerek öğretmelere de yardımcı olur.

Araştırmalar rehberlik programlarının öğretmen-öğrenci ilişkilerini olumlu yönde geliştirdiğini, öğrenci başarısını artırdığını göstermektedir.

Okul RPD Programı kapsamında geliştirilen Sınıf Rehberlik Programı incelendiğinde akademik, kariyer ve sosyo duygusal gelişim alanları ve bu gelişim alanlarına yönelik yeterlikler görülecektir.

 Sınıf Rehberlik Programı’nda yer alan üç gelişim alanın değişen eğitim anlayışının bir uzantısı olduğu söylenebilir.

 Ancak bu noktaya bir anda gelinmemiştir.

 Eğitimde rehberliğin ortaya çıkmasını tetikleyen psikolojik ve sosyolojik temeller vardır.

Rehberliğin Ortaya Çıkmasını Gerektiren Koşullar

RPD hizmetleri okullara, öğretim hizmetlerinin işlevini yerine getiren öğretmenlerin yetersiz oluşundan dolayı girmemiştir.

 Öğretim hizmetlerinin etkinliğini artırmak için rehberlik hizmetlerine gerek duyulmuştur.

  Eğitim sürecinde rehberlik hizmetlerini gerekli kılan birçok faktör vardır.

 Bunlar ekonomik, sosyal, psikolojik, felsefi etkenler olarak gruplanabilir.

 Eğitim sürecinde rehberlik hizmetlerine olan ihtiyaç, Türkiye’de rehberliğin gelişmesinde katkıda bulunan bilim insanları10 tarafından listelenmiştir.

 Kuzgun (2000) bu faktörleri şöyle sıralamaktadır:

  • Meslek seçiminin zorlaşması
  • Bireysel farkların eğitimde dikkate alınma zorunluluğu
  • İlerlemeci eğitim anlayışının benimsenmesi
  • Demokratik toplumlarda bireylere tanınan seçme özgürlüğü
  • Demokratik yasamın karar verme gücüne sahip bireyler gerektirmesi
  • Eğitimde bireyin duygusal yönlerine verilen önemin giderek artması
  • Psikometride gelişmeler
  • Akıl sağlığına verilen önemin artması

Tüm bu gelişmeler sonucunda, günümüzde tüm okullarda rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti verilmesi anlayışı yaygınlaşmıştır, bu hizmetleri vermek için rehberlik servisleri bulunmaktadır.

 Dünyada eğitim sistemleri tüm öğrencilere rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerini ulaştırma çabası içindedir.

Günümüz toplumları psikolojik sağlığı yerinde, sağlıklı kararlar verebilen ve uygun tercihler yapabilen bireyler öngörmektedir.


 

REHBERLİĞİN TARİHİ, İLKELERİ VE İŞLEVLERİ


Rehberlik ve psikolojik danışmanın ilkelerini birçok şey gibi Eflatun, Sokrat ve Aristo’da bulmak mümkün ise de bugünkü anlayışa yakın uygulamalar daha sonralarda görülmeye başlamıştır.

Bir meslek olarak okul danışmanlığı, ilk olarak 1800’lerin sonlarında Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan mesleki rehberlik hareketi olarak başlamıştır.

1907’de ABD’de Boston’da kurulan Meslek Bürosunun amacı arayan gençlere meslekî yardım verebilmek ve öğretmenleri meslekî rehberlik alanında yetiştirmektir.

Detroit okullarında Jesse Davis tarafından gerçekleştirilmiştir ve Davis okul rehberlik programı geliştirmiş ve uygulamıştır.

Bu çalışma eğitsel rehberlik kapsamında değerlendirilebilecek çalışmalar arasındadır.

 Daha sonra rehberlik anlamında başka Rehberlik Yaklaşımı ve Modelleri ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır.

Günümüzde Rehberlik

 Rehberlik çalışmaları başlangıçtan günümüze bakıldığında 1900-1920 yıllar arası “meslek seçimi ve işe yerleştirme” ağırlıklı; 1930-1960 yılları arasında “okula uyum” ağırlıklı ve 1960’dan günümüze ise “kişisel gelişim” ağırlıklı olarak yürütüldüğü görülür.

 Bugün hâlihazırda tüm dünyada rehberlik hizmetlerinin nasıl olması gerektiği ile ilgili farklı yaklaşım ve modeller vardır.

 Bu modellerin sadece başlıklarından bahsedeceğiz:

Parsons Modeli:

 Frank Parson’un Parsonien Modeli.

 Bu modelin özelliği, kişilerin mesleki seçim süreçlerine yardımcı olmak, mesleki rehberlik etmektir.

Özellik Faktör Modeli (Klinik Model):

 Öğrencilerin ayrıntılı incelenmesini tanınmasını gerektiren ve çok sayıda ölçme aracının geliştirilmesine katkıda bulunan bir modeldir.

Rehberliği Eğitim Süreci ile Karşılaştıran Model:

 Rehberliği diğer konular gibi eğitim sürecinde öğretilecek bir konu olarak görür.

 Bu da rehberlik için eğitim programlarının içinde ders saati ayrılmasına katkıda bulunmuştur.

Rehberliği Karar Verme Sürecine Yardım Olarak Gören Rehberlik Modeli:

 Rehberliğin kişilerin karar aşamasında yararlanacağı bir hizmet olarak görür ancak bu rehberliğin süreklilik ilkesi ile çelişmektedir.

Gelişimsel/Kapsamlı Rehberlik Modeli:

 Bu en güncel yaklaşım olarak düşünelim.

 Gelişim süreklidir ve rehberlik de bu süreci destekleyen bir modeldir.

 Günümüzde daha kullanışlı bir model olarak karşımıza çıkıyor.

Kısacası rehberlik faaliyetleri:

1900 1920: Meslek seçimi ve işe yerleştirme

1930 1960: Okula uyum


1960’dan günümüze: Kişisel gelişim ağırlıklı olarak (öğrencilerin sosyo duygusal gelişimi, kariyer gelişimi vb. alanlarına vurgu yaparak) yürütülmektedir.

Türkiye de Rehberliğin Gelişimi

1951-1956 hareketli yıllardır.

1952 1953 Uzmanlar:

Türkiye’ye uzman getirme ve yurt dışına uzman gönderme şeklinde devam ediyor süreç.

Bu kapsamda ilk defa:

1953-1954 eğitim-öğretim yılında Gazi Eğitim Enstitüsü (bugünkü Gazi Eğitim Fakültesi) Pedagoji ve Özel Eğitim Bölümlerinde “rehberlik” ve “rehberlik teknikleri” dersleri programlara konmuş ve okutulmaya başlanmıştır.

1955 yılında Ankara Demirlibahçe İlkokulunda Psikolojik Servis Merkezi açılmıştır.

Kalkınma Planlarında (1960) ve Millî Eğitim Şuralarında rehberlik konusu ele alındığı ve bu konuda neler yapılabileceğinin tartışıldığı görülmektedir.

1953: Test ve Araştırma Bürosu:

 Öğrencilerin yetenek ve ilgilerine göre testler geliştirmek, uyarlamak ve bunları uygulama amacı ile kurulmuştur.

Rehberlik, MEB Şuralarında gündeme geldikten sonra rehberliğe yönelik kararlar alınmaya başlanmıştır. 9. sınıfın yöneltme sınıfı olması, 9. MEB Şura’da Rehberlik dersinin zorunlu hâle gelmesi gibi tartışmalar ile gelişim göstermiştir.

 Bugün Türkiye’de rehberlik hizmetleri illerde Rehberlik ve Araştırma Merkezleri (RAM), okullarda ise Rehberlik Servisleri şeklinde örgütlenmiştir.

Rehberliğin Anlamı, Amacı ve İlkeleri

 Rehberliğin çok çeşitli tanımları yapılmıştır.

 En yaygın tanımlardan biri:

Rehberlik kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitelerini geliştirmesi, çevresine dengeli ve sağlıklı bir uyum yapması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman kişilerce bireye yapılan psikolojik yardımlardır.


Tanımların Ortak Yanları

Yıllar içerisinde rehberlik kavramı için benzerliklerle beraber birçok farklılığın da olduğu çok sayıda tanım yapmıştır.

 Tanımlar incelendiğinde birtakım ortak unsurların yer aldığı görülmektedir.

M. Kepçeoğlu, rehberlik tanımlarının çoğunda ortak olarak kullanılan unsurlardan hareket ederek rehberliğin anlamında temel olabilecek şu genellemeleri öne sürmektedir:

Rehberlik bir süreçtir;

 “Süreç” kavramı herhangi bir zaman dilimi ile ilişkili değildir.

 Rehberlik bir anda olup biten bir değildir.

 Rehberlik çalışmalarının etkili sonuçlar vermesi bir süreyi gerektirir.

Rehberlik bireye yardım etme işidir;

 Rehberlik yardımı psikolojik bir yardımdır.

 Rehberlik yol gösterme, öğüt verme, başkasının adına karar verme gibi bir yardım değildir.

 Bu süreçte her iki tarafın gönüllülüğü esastır.

Rehberlik yardımı bireye dönüktür;

 Rehberlik hizmetlerinin merkezinde birey vardır.

 Okul ortamında rehberliğin ilgilendiği birey öğrencidir.

 Her öğrenci geliştirilebilecek kapasiteye sahiptir.

 Hiçbir öğrenci ortalama değildir.

 Rehberlik bilimsel ve profesyonel bir yardımdır;

Bilimsel ilke ve yöntemlere uygun olarak rehberlik yardımı belirli bir plan, program ve sistem içinde sunulabilir.


Rehberliğin esası bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir.

 Kendini gerçekleştirme, bireyi bir bütün olarak ele alan ve özellikle normal bireyin gelişimini inceleyen “insancıl psikoloji” akımının geliştirdiği bir kavramdır.

 Kavram, bireyin doğuştan sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarabilme isteği olarak tanımlanmıştır.

Rehberliğin Amacı

Rehberliğin anlamı ve ilkeleri, bütünü ile rehberliğin amacını yansıtır.

Rehberliğin amacı, bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir.

Kendini gerçekleştirmekte olan bireyin taşıdığı özellikler, aslında psikolojik sağlığı yerinde olan insan özellikleridir.

Rehberliğin İlkeleri

 Rehberliğin temelini oluşturan ilkeler RPD alan çalışanlarının görüşlerini temsil eder.

 Türkiye’deki yetkili rehberlik uzmanlarının kanısına dayanılarak sekiz ilke üzerinde genel bir anlaşma bulunduğu ortaya çıkmıştır.


İlke 1: Rehberliğin temelinde insan hak ve sorumlulukları ile yakından ilgili demokratik ve insancıl bir anlayış vardır. 


İlke 2: Rehberlik uygulamalarında öğrenci ile yakından ilgili olan herkesin anlayış ve iş birliği içinde çalışması gerekir.

İlke 3: Rehberlik anlayışı, her türlü çalışması ile öğrenciyi merkeze alan bir eğitim anlayışını öngörür.

İlke 4: Rehberlik yardımının esası, öğrencilerin kendi kişiliklerini daha iyi anlamalarını, problemlerine çözüm yolları bulmada onların kendi kendilerine yeter bir duruma gelmelerini sağlamaktır.


İlke 5: Rehberlik bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal olan bütün kapasitelerini kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda en uygun bir düzeyde geliştirmesi için öğrencilere yardım etmelidir.

İlke 6: Öğrencilere rehberlik yardımı verirken onları türlü yönleri ile tanımak gerekir.

İlke 7: Rehberlik uygulamaları her okulun amaç ve ihtiyaçlarına uygun olan alanlarda yoğunlaştırılmalıdır.

İlke 8: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde gizlilik esastır: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin verilişi sırasında danışmanın mahremiyetine saygı duyulmalı, onun sırlarını saklamaya özen gösterilmelidir.

İlke 9: Rehberlik hizmetleri planlı, programlı, örgütlenmiş bir biçimde ve profesyonel bir düzeyde sunulmalıdır.

Psikolojik Danışma ve Rehberlikte Yanlış Anlayışlar

Türkiye’de psikolojik danışma ve rehberliğin ne olduğuna ilişkin, 1950’li yıllardan bu yana çok şeyler yazılıp söylenmiş olmasına rağmen hâlen günümüzde RPD kavramlarıyla ilgili bazı yanlış-anlayışlar bulunmaktadır.

Bu yanlış anlayışlar şöyle özetlenmektedir:

RPD yardımı bireye tek yönlü olarak doğrudan doğruya yapılan bir yardım değildir.

RPD yardımının temelinde bireye acımak, onu kayırmak, her sıkıntıya düştüğünde bireye kanat germek gibi bir anlayış yoktur.

 RPD bireyin sadece duygusal yanı ile ilgilenmez.

RPD’de kullanılan bütün yöntem ve teknikler amaç değil, sadece araçtır.

 RPD yardımı akademik bir öğrenme konusu ya da ders değildir.

Rehberlik bir disiplin görevi değildir; rehberlik yargılamaz ve ceza vermez.

 RPD yardımı her türlü problemi hemen çözebilecek sihirli bir güce sahip değildir.


 

REHBERLİK HİZMETLERİ/İŞLEVLERİ


Psikolojik Danışma

Psikolojik danışma hizmetleri rehberliğin özünü oluşturur, merkezde bunu görebilirsiniz.

Dolayısıyla rehberlik hizmetlerinin anlaşılabilmesi ancak psikolojik danışma hizmetlerinin anlaşılmasıyla mümkündür.

Psikolojik danışma, bireyin karar verme ve problem çözme ihtiyaçlarını karşılayarak gelişim ve uyumunu sürdürmesine yardımcı olmak amacıyla bireyle yüz yüze kurulan psikolojik yardım ilişkisidir.

Oryantasyon

Oryantasyon hizmetleri öğrencilerin okula ve yakın çevresine uyumlarını ve böylece öğrencilerin eğitim hizmetlerinden en etkili bir şekilde yararlanmalarını, amaçlayan hizmetlerdir.

 Oryantasyon hizmetlerinde şu çalışmalara yer verilebilir:

1.       Okulun kurum olarak tanıtılması ve kısa tarihi,

2.       Okulun bina ve olanakları,

3.       Çevre,

4.       Programlar,

5.       program dışı etkinlikler,

6.       rehberlik servisi, kurallar vb.

Bireyi Tanıma

 Rehberlik bireyin kendini ve çevredeki olanakları tanıması ile başlar.

 Bu bağlamda, bireyi tanıma tüm diğer etkinliklerin bir şekilde ilişkilendiği rehberlik işlevidir.

Bireyi tanıma yoluyla elde edilen bilgiler rehberlik programlarının kendilerini düzenlemesinden, psikolojik danışmaya kadar birçok çalışmada kullanılabilir.

Bireyi tanımadan ona verilecek hizmetleri belirlemek mümkün olmadığı gibi, psikolojik danışma yapmak da mümkün değildir.

Bilgi Toplama ve Yayma

 Bilgi toplama etkinlikleri öğrencilerin kendilerine uygun eğitsel ve mesleki tercihler yapmalarına yardım etmeye yöneliktir. Bu amacı gözden uzak tutmamak gerekir.

Rehberlik alanları açısından bakıldığında bilgi toplama ve yayma hizmetleri eğitsel ve mesleki rehberlikle yakından ilişkilidir.

 Bilgi toplarken okul içi kaynakların dışında başka kaynakları da kullanmak gerekir.

Yöneltme ve Yerleştirme

 Yerleştirme çalışmaları okul içi veya okul dışı olarak sınıflanabilir.

Okul sınırları içinde kalan eğitsel ve sosyal konulardaki yerleştirmeler okul içi, okul sınırlarını aşan başka bir okul veya işe yerleştirme çalışmaları ise okul dışı yerleştirme çalışmalarıdır.

 Başka bir açıdan, yerleştirmeler eğitsel, mesleki ve sosyal olmak üzere üç gruba ayrılır.

 Eğitsel yerleştirmeler eğitim programı, ders, kurs ve başka bir okul gibi yerleştirmeleri kapsar.

 Mesleki yerleştirmeler öğrencilerin bir iş veya mesleğe yerleştirilmelerini, sosyal yerleştirme ise kültürel, sosyal veya eğitsel kollara yerleştirmeleri kapsar.


İzleme

 Rehberlik hizmetleri çerçevesinde yerleştirme ve yöneltme çalışmaları yapılmaktadır.

Bu çalışmaların amacına ulaşıp ulaşmadığı veya öğrencilere kazandırdıkları konusunda çalışmalar yapılması gerekir. Bu etkinliklere izleme çalışmaları denir.

 Okuldan mezun olan öğrencilerin ya da bir alanı tercih eden öğrencinin izlenmesi bu kapsamdadır.

Müşavirlik

 Müşavirlik hizmetleri buraya kadar anlatılan hizmetlerden farklı olarak dolaylı yollardan öğrencilere sunulan hizmetlerdir.

 Çünkü bu diğer hizmetlerden farklı olarak öğrencilere değil okuldaki diğer personele yöneliktir.

 Okuldaki yöneticilerin ve diğer öğretmenlerin ortak bir rehberlik anlayışına sahip olmalarını sağlamaya yönelik olabilir.

 Böylece sağlanan ortak anlayış okulda rehberlik hizmetlerini kolaylaştıracaktır.

Araştırma ve Değerlendirme

 RPD hizmetlerinin sürekli olarak geliştirilerek iyileştirilmeleri gerekir.

Bu geliştirme çalışmaları, yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ve ihtiyaç analizleri gibi araştırmalara dayanmalıdır.

Bir tür AR-GE çalışması demek olan bu çalışmalar bireylere hizmet verecek olan bir servisin gerçekçi ve etkili olma çabası olarak değerlendirilmelidir.

Çevre ve Veli ile İlişkiler

 Okuldaki çalışmalar okul çevresinden ve velilerden destek görmediği zaman etkililiğini kaybeder.

 Etkili çalışma için çevrenin desteğini almak gerekir.

 Bu yüzden rehberlik etkinliklerinde okul çevresinin ve velilerin birliğinin sağlanması veya en azından bilgi verilmesi gerekir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3-4-5. OKULDA ,EĞİTİM KURUMLARINDA ve İL KOMİSYONLARINDA PDR ( 3 video )

1-2.KAPSAYICI EĞİTİM ANLAYIŞI, TEMEL KAVRAMLARI VE GEREKÇELERİ VE TARİHİ GEREKÇELERİ (2 VİDEO )

13-14.KAPSAYICI EĞİTİM VE PAYDAŞLAR-I-II